Elma-Armut Hastalık ve Zararlıları

HASTALIKLAR
 
ÖNERİLER

KARALEKE(Venturiapirina)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Armut kültüvarları hastalık etmenine karşı oldukça farklı duyarlılık gösterir, yani bir bölgede dayanıklı olan kültüvar diğer bir bölgede hassas olabilir.

Dünya da ekonomik olarak önemli hastalıklardan biridir ve duyarlık ültüvarlarda ciddi zararlara neden olmaktadır. Hastalık tüm yönleri ile elma kara leke (Venturiainaequalis) hastalığına benzer ve her ikif ungus biyolojik olarak aynı kategoride yer almaktadır. Hastalığın gelişimi enfeksiyon için gerek duyulan ıslaklık ve sıcaklığın uzunluğuna bağımlıdır. Bu iki faktör önemli bir rol üstlenir. Hatta yaprakların ıslaklık süreleri belirlenerek hastalığın enfeksiyonlarının olup olamayacağına karar verilebilir. Kara leke belirtileri yapraklarda 8 gün ve daha yaşlı yapraklarda ise 2 ay kadar bir sürede ortaya çıkmaktadır. Meyvelerde gençken çok duyarlıdır, olgun meyveler ise ıslaklık süresinin artması ile uzun süre duyarlıkalabilir. Yaprak ve yaprak saplarında yuvarlak ve kahverengi lekeler olarak başlar ve sonuçta kadifemsi bir görünüm alır. Bu lezyonlar üzerinde konidi sporlar üretilir. Daha sonra ki sezonda küçük lekeler yaprakların alt yüzeyinde de görülmektedir. Bunlar geç bahar ve erken yaz zamanlarında ortaya çıkan enfeksiyonlarının bir sonucudur. Kara leke belirtileri meyvenin kaliksisinde ve meyvenin yan tarafları üzerinde meydana gelir. Bu lezyonlar genişlerken, başka lekeler ile birleşir ve koyu kahverengi yada siyah alanları meydana getirir. Olgun olmayan meyvelerde lekeler küçük yuvarlak ve kadifemsi bir görünümdedir. Armutların meyve lekesinden başka, ince dallarda hastalıktan etkilenir. İlk gelişme sezonlarında, dallar üzerinde mantarımsı ve kanser benzeri alanlar şeklinde hastalık ortaya çıkar. Bir sonraki baharda ise hastalığın püstülleri kışlanan bu lekeler üzerinde olmaktadır. Bu püstüller her sezon devamlı olarak spor(konidi) ürettiği için hastalığın yayılmasında önemli bir rol üstlenmektedir.

KAHVERENGİ ÇÜRÜKLÜK(Monilinialaxa)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Hastalık etmeni sadece meyvelerde zarar vermez, meyve ağaçlarının çiçeklerinede zarar vererek önemli kayıplara neden olur. Hastalık etmeni ayrıca yeşil meyve, yaprak ve sürgünlerinede saldırmaktadır.

Hastalığın ilerlemesi ve ortaya çıkması büyük ölçüde hava koşullarına bağlıdır. Çiçek yanıklığı genellikle gündüz sıcaklığı yaklaşık 20°-25°C ve gece ise nispeten düşük olan sıcaklıklarda, yağışlı havalarda ortaya çıkmaktadır. Meyve enfeksiyonları da sık olarak yağışlı geçen yaz aylarında ortaya çıkmaktadır. Böcek ve diğer zararlanmalar sonucunda da meyvelerin her gelişme döneminde enfeksiyonlara rastlanabilir. Dondan zarar gören çiçeklerde enfeksiyonlara karşı oldukça hassaslaşırlar. Enfektelenen meyveler zamanla kurur, büzüşür ya da mumyalaşarak yere düşer yada meyve ağaçlarının dalların da asılı kalırlar. Bu mumyalaşmış meyveler uzun ömürlük onidisporları meydana getirdiğinden, bir sezon sonraki yeni enfeksiyonların ana inokulum kaynağını oluşturmaktadır. Bahar daha valarfungaletmenin gelişimine uygun olursa, toprakta ya da dallarda asılı mumyalaşmış meyveler fungusun küçük, kahverengi, etli spor üreten yapılarını, apotheciumlarını meydana getirir. Hastalık etmeni enfekteli meyvelerden meyve saplarına ve sürgünlere doğru gelişme gösterir. Bu şekilde meyve ağaçlarında kanserli dokuların oluşmasına ya da sürgün yanıklığınada neden olurlar. Bazı durumlarda ise fungaletmen sürgünlere ulaşamaz, ama çürüyen meyveler yere döküldükten sonra veya toplandıktan sonra enfekteli olan meyve sapları dallarda kalabilir. Bu durumlarda, enfeksiyonun açık belirtisi meydana gelmez, fakat enfekteli meyve saplarının yüzeyinde çok az bir sakızlanma meydana gelebilir ve enfekte olmayan saplara oranla daha solgun ve koyu renklidirler.

MEMELİPAS(Gymnosparangiumsabinae)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Hastalık etmeni genellikle meyve ağaçlarının yapraklarında zarar meydana getirir ve yaprak dökülmesine neden olurlar. Bazen yapraktan başka dal ve meyvelerde hastalığın belirtisi görülebilir.

Hastalık etmeni tüm yaşam döngüsünü iki konukçu üzerinde tamamlar, bunlar ardıç ve armut'dur. Ana konukçusu asıl olarak ardıç ağaçları olup, armut, elma gibi diğer bitkiler ise ara konukçu olarak görev yapmaktadır. Hastalık etmeninin ardıç konukçusunda (Juniperusvirginiae) ise oluşan bu aesio sporlar tarafından enfektelenir. Aesiosporlar rüzgar ile taşınır ve sonraki baharda ve yazaylarında ardıç iğne yapraklarını ve aksılları gözlerini enfekteler, enfektelen yerlerde galler oluşmaya başlar. Fungal etmen kış gibi olumsuz koşulları bu gallerde geçirir. Bahar aylarında, özelliklenemli havalar gallerin şişmesine neden olur ve fungusun teli al çıkıntısı, gallerden dışarı çıkmaya başlar. Burada üretilen teli osporlar sonradan çimlenir ve diğer konukçusuna yayılacak olan basidi osporlarını üretir ve bu basidio sporlarda armut ve elma gibi konukçularını enfekteler. Armut ve elma gibi konukçularında hastalık belirtileri yapraklarda görülür ve bunlar yaprakların üzerinde küçük, kırmızı lekeler olarak görülmeye başlar. Oluşan bu lekeler hafifçe şişkin bir şekilde görülür ve kabaran yerler üzerinde küçük, siyah noktacıklar meydana gelir. Lekenin alt yüzeyinde şişkinlikler daha fazladır, bunlar yaklaşık 2-3mm kadardır.

ARMILLARIA ÇÜRÜKLÜĞÜ(Armillariamellea)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Bufungal hastalık etmenlerinin konukçuları arasında; ağaçlar, çalımsı bitkiler, bağlar ve orman ürünleri ve bir çok süs bitkisi yer almaktadır.

Hastalık etmeni, parazit olarak ölümcül odun çürümelerine ve gelişmenin zayıflamasına neden olmaktadır. Rekabet, zararlılar ya da kötü iklim koşulları ile zayıflayan ağaçları enfekte eder ve öldürür. Hastalık etmeni ayrıca sağlıklı bitkileri de enfekte edebilmektedir. Hastalık etmeni birçok isimle bilinmesine rağmen, genel olarak çürüklük olarak adlandırılmaktadır. Hastalık etmeninin sporları hava kökenli olmasına rağmen hastalığın yayılmasında çok önemli bir rol üstlenmez. En yaygın olarak, hastalık etmeni fungaletmenin rizomorfları tarafından enfektelenir. Bu yapılar ya taşınma ya da gelişen köklerin teması ile hastalık etmeni ağaçları enfekte etmektedir. Hastalık etmeni 50 yıl gibi uzun süreler toprakta canlı kalabilir ve bundan dolayıda mücadelesi oldukça zordur. Fungaletmenlergenelde bitkilerin kök bölgesine yerleşir ve hastalık etmeni ağaçlarıntoprağa yakın yerlerinde gerçek mantarımsı yapıları ortaya çıkmadanya da kökboğazı veya toprağa yakın kök kısımları etrafında hastalık belirtileri açık olmayıncaya kadar, hastalığı belirlemek oldukça zordur. Kök çürüklüğü sonucu bitki yapraklarında küçülme, sarı, daha sonra kahverengiye dönme gibi renk değişikliği, dallarda geriye doğru ölümler, sürgün ve yeşil aksamlardagenel olarak biraz alma şeklinde hastalık belirtileri ortaya çıkmaktadır. Daha küçük, aşırı bulaşık ya da zayıf ağaçlar üzerinde kök belirtileri daha çabuk ortaya çıkar, bunların yeşil aksamlarında renk değişikliği görülür ve ağaçlar birkaç yıl içerisinde ölmektedir.

HASTALIKLAR
 
ÖNERİLER

KÜLLEME(Podosphaeraleucotricha)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Fungal hastalık etmeni olup, fungus kış gibi olumsuz koşulları, elma ve armut gibi ağaçların uç gözlerin de geçirmektedir.

Fungus sporların çimlenmesi için serbest suya gereksinim duyulmaz. Fungaletmen kara leke hastalığına göre daha düşük nisbinemlere ihtiyaç duyar ve daha yüksek sıcaklıklarda hastalık gelişimi gösterir. Yeni gelişen sürgünler hastalığa oldukça duyarlıdırlar. Fungusun diğer konukçularından bazıları; şeftali, armut, crabapple ve quince gibi bitkilerdir. Özellikle yakın alanlara dikilmiş olan elma ve armut meyve bahçeleri hastalığın oluşunda potansiyel tehlike alanı içerisinde kalır. Armut meyve bahçeleri elma meyve bahçelerinin yakınında kuruldu ise külleme hastalığından dolayı potansiyel tehlike altındadır. Külleme hastalığının belirtileri yaprak, göz, sürgün, çiçek ve meyvelerde görülebilir. Hastalık belirtileri genellikle yapraklar üzerinde fungusun spor ve misellerinin beyaz ve tozlu bir gelişiminden dolayı yama şeklinde görülür. Bu tür belirtiler ilk önce yaprakların alt yüzeylerinde ortaya çıkar ve klorotik lekeler olarak yaprakların üst yüzeylerinde de görülür. Zamanla bu yüzeylerde fungusun tozumsu beyaz spor ve misel tabakası ile kaplanırlar. Yaprakların kenarlarının kıvırcıklaşması enfeksiyonun bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Hastalıktan şiddetli olarak etkilenen yapraklar olgunlaşmadan dökülebilir ve hastalıktan etkilenen uç sürgünlerde ise bodurlaşma meydana gelir. Hastalık etmeni ile etkilenen gözler kış zararlanmalarına karşıda çok hassas olmaktadırlar. Meyve enfeksiyonları bazı kültüvarlarda görülür ve meyvelerde hastalık belirtiside ağ benzeri kırmızı kahverengi bir leke olarak ortaya çıkmaktadır.

ATEŞ YANIKLIĞI(Erwiniaamylovora)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Bakteriyel hastalık etmeni olup, özellikle armut ve elmaların entahripkar hastalık etmenidir. Ateş yanıklığı bitkilerin çiçek, sürgün ve dallarını bazende tüm ağaçları etkilemektedir.

Bakteriyel etmen aynı zamanda budama ve diğer çalışma aletleri ile de yayılabilir. Konukçuların dan bazıları; armut, elma, ahlat, böğürtlen, quince, cotoneaster, hawthorn, pyracanthavemountainash'dir. Elma ve armut ekonomik olarak en önemli konukçularındandır. Aşırı nitrojen gübrelemesi, güz işlemleri ve ağır kış budamaları baharda bitkilerin aşırı şekilde yeni (yeşil) gelişmelerini arttırır. Oysa uygun şekilde budananya da işlenen ağaçlar daha yavaş gelişecek veya zortalarına doğru yeni gelişmeler duracaktır. N-P-K ve kalsiyum arasında dengeyi koruyacak gübreleme işlemleride aşırı gelişmeyi engelleyecektir. Enfeksiyonun ortaya çıkması bazı kriterlere bağlıdır. Bunlardan bazıları;
•Çiçekler açılmış olmalı,
•Çiğ ya da yağmur 0,3 mm den daha fazla olmalı, çiçeklenme süresince ortaya çıkan düşük nem ve kuru havalarda daha az enfeksiyon meydana gelmektedir.
•Ortalama günlük sıcaklık 15°C ve üzerinde olmalıdır. Hastalığın ortaya çıkmasını teşvik eden diğer bir olayda dolu gibi doğal afetlerdir. Yani dolu tarafından açılan yaralarda bakteriyel etmen için giriş yerleridir. Dolu zararından sonra hava koşullarıda iyi uygun olursa, hastalığın ortaya çıkma riski artar. Hastalıktan etkilenen bitki dokuları ateş ile kavrulmuş gibi bir görünüm alır. Sulumsu bir bakteriyel sıvı(ooze) enfektelenen dokulardan salgılanır ve hastalık tüm ağaçları öldürebilir. Çiçek yanıklığı çoğunlukla baharda görülen ilk hastalık belirtisidir. Tek bir çiçek yada tüm çiçek kümesi hastalanabilir.

ALTERNERIA ÇÜRÜKLÜĞÜ(Alterneriaalternata)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Fungal hastalık etmenleri olup, elmalarda olduğu gibi armutlarda da yaprak dökülmesine neden olarak verim ve kaliteyi etkilemektedir.

Meyvelerde meydana getirdiği zarar ile de direkt kayıplara neden olmaktadırlar. Hastalık etmeni genelde saprofit bir hastalık etmeni olup, hasat sonrası ya da olgun meyvelerde görülür ve yaralardan bitkilere girerek meyvelerin çürümesine neden olur. Hastalık etmeni başlangıçta, yani meyveler olgunlaşmadan önce özellikle meyvelerin çiçek uç noktalarına ve gövdelerine kolonize olmaktadırlar. Meyveler olgunlaşırken ya da hasat sonrası enfeksiyonlarını başlatırlar. Fungal etmen kış gibi olumsuz koşulları yere dökülen yapraklarda, dormant gözlerde ve gövde ya da dallardaki yaralarda geçirmektedir. Başlangıç enfeksiyonları geç bahara doğru ortaya çıkar ve sekonder enfeksiyonlar ise sıcak, yağışlı ve nemli geçen havalarda meydana gelir. Enfeksiyonlar 20-24°C gibi uygun olan sıcaklıklarda 5-6 saat içerisinde gerçekleşmektedir. Hastalık etmeni başlangıçta ya da hasattan önce enfektelenir, fakat meyvelerde herhangi bir enfeksiyona neden olmaksızın çiçek ucu ya da sap kısımlarında dormant olarakkalır. Hastalıktan etkilenen meyvelerin lekeleri üzerinde fungusun grimsi ya da daha koyu pamukumsu miselleri gelişir ve burada oluşan konidi sporları tekrar yeni enfeksiyonlara neden olmaktadır.

Kültürel Önlemler:

1. Dayanıklı kültüvarların kullanımı.
2. Meyve bahçelerinde iyi bir yabancı ot kontrolü yapılmalı.
3. Yere dökülen yapraklar temizlenmeli ve imha edilmeli.
4.Hastalıklı ve kuru dallar budanmalı ve imha edilmelidir.

KURŞUNİ KÜF(Botrytiscinerea)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Fungal hastalık etmeni her yerde yaygın olarak bulunan polifagbirfungus olup, birçok bitkiye saldırma ve koloni oluşturma yeteneğine sahiptir

Bitkilere gelişmesi için ideal bir beslenme yeri oluşturan yaralı kısımlardan ve dokulardan giriş yapar. Konukçu bitkileri arasında domates, marul, salata, biber, patlıcan, çilek, bağ, elma, armut, gül, karanfil gibi birçok bitki vardır. Hastalık etmeni konidi, miselyum ve sclerot gibi değişik formlarda bitki artıkları üzerinde ve toprakta barınır. Yağmur, rüzgar ve örtü altında hava akımları yardımıyla yayılmaktadır. Hava ne- minin %95’ lerde olması ve 17-23°C civarındaki sıcak olan ortamlar hastalığın gelişmesi için uygundur. Kurşuni ya da gri küf hastalığı nispeten sert çürüklük etmenidir ve meyve sıkıldığında mantarımsı, fakat kurumuş gibi bir his vermektedir. Hastalık etmeni genellikle sporların rengini alan gri bir spor tabakası ile karakterize edilir. Depolarda kurşuni küften dolayı kayıplar genellikle depolama zamanının sonlarına doğru meydana gelmektedir ve hastalık genellikle meyvenin kaliksi (çiçekucu) ya da gövde sonunda meydana gelmektedir. Çürüklük sağlam dokulara doğru ilerlerken, gri bir spor tabakası etkilenen yüzey üzerinde gelişebilir. Genellikle depolarda enfeksiyon meyveden meyveye yayılır ve çürük meyve gruplarını meydana getirirler. Kaba ve siyah olan dinlenme sporları (sklerotları) meyveler üzerinde oluşmaktadır. Yapılan son çalışmalarda da hastalığın meyve bahçesinde de görüldüğü ve sporların meyve bahçesindeyken bulaştığı bildirilmektedir.

Kültürel Önlemler:

1. Meyveleri hasattan önce ve sonra yaralamaktan kaçınılmalı.
2.Uzun süre meyveyi ıslak tutacak muamelelerden kaçınılmalı.
3.Ölü ya da enfekteli bitki çiçek, yaprak ve mumyalaşmış meyveler üretim alanlarından uzaklaştırılmalı.
5. Aşırı azot gübrelemelerin den kaçınılmalı.
6. Depolama sıcaklıkları düşürülmeli.

HASTALIKLAR
 
ÖNERİLER

MAVİ KÜF(Penicilliumexpansum)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Penicilliumetmeni 0-32°C arasındaki sıcaklıklarda gelişebilmektedir. Fakat en ideal gelişme sıcaklığı 20°C' dir.

Penicilliumspp. etmenleri, özellikle P.expansum'a elma ve armutlarda yaygın olarak rastlanmaktadır. Mavi küf hastalığına neden olan fungal bir hastalık etmenidir. Hastalık etmeni elma ve armutlar da hasat sonrası ortaya çıkmakta ve yumuşak ya da ıslak çürüklük olarak da adlandırılmaktadır. Fungal etmen yüksek nemli koşullarda sağlıklı bitkilere giriş yapamaz. Hastalanan .Özellikle nemli koşullarda sporları hızla çimlenerek enfeksiyonlarını gerçekleştirir. Penicillium türlerinin gelişme sıcaklıkları türlere göre değişmekle birlikte, yaklaşık olarak aynı derecelerdir. Özellikle ortam nemi uygun olduğunda bitkilerin tohumdan meyve kadar olan tüm organlarında hastalık oluşturabilmektedirler. Yumuşak çürüklük ya da mavi küf olarak adlandırılan fungal etmen erken devrelerde açık kahverengi bir renk değişimi olarak karakterize edilir. Çürümüş dokular tamamen ezilmiştirve bu dokular sağlıklı dokulardan su püs- kürtülerek ayrılabilir. Mavi küf enfeksiyonları 0°C de bile olabilir ve çoğunlukla yaralardan giriş yaparlar. Aşırı olgun ve uzun sürede polananmeyvelerin üzerinde doğal açıklık olan lentisellerden depatojen giriş yapabilir. Fungaletmenin mavi yeşil renkteki spor kümeleri enfeksiyon merkezinden kenarlara doğru gelişmektedir. Spor üretimi daha yüksek sıcaklıklarda artar ve bu oluşan sporlar diğer meyveler için inokulum kaynağı olmaktadır.

ANTRAKNOZ (BoğaGözü)(Neofabraeamalicorticis)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Fungal hastalık etmeni sürgün ve dallarda kansere ve meyvelerde ise boğagözü olarak da bilinen meyve çürüklüğüne neden olmaktadır.

Bahar yağmurları hastalık etmenini dallardaki kanserlerden olgunlaşan meyvelere bulaştırmaktadır, fakat kanser bulaşmaları bir sonraki bahara kadar görülmemektedir. Küçük yaralar hastalık etmeninin girişini kolaylaştırmakla birlikte, fungal etmendir ek olarakda bitkilere giriş yapabilir. Oluşan kanserler 1 yıl sonra aktif olarak gelişir, üstelik fungus ölü kanser dokularında 2-3 yıl hayatını devam ettirebilir ve çok sayıda spor üretir. Yaşlı meyve bahçeleri ve fidan stokları hastalığın inokulum kaynaklarıdır. Ayrıca diğer (bazı sert çekirdekli meyveler) konukçu bitkilerde bu hastalık etmenine inokulum kaynağı olmaktadır. Anjou, Comice ve Winter Nelis kültüvarları hastalığa duyarlıdır ve hastalık özellikle depolarda görülür. Depolarda ise hastalık etmeninin sporları bir meyveden diğer bir meyveye bulaşmamaktadır. Hastalık etmeninin ilk çürüklük belirtileri, kaliksi (çiçek ucu noktası) ve deride meydana gelen çatlaklardan ya da doğal açıklık olan lentisellerden başlar. Tek ya da birçok sayıda oluşan lekeler 0.5 ile 3 cm kadar büyüklükte olabilir. Bu lekeler sarımsı kremden üniform bir kahverengi renge kadar değişim sergileyebilir, fakat hastalık belirtisi koyu kahverengi renkli ve merkezi solgundur. Bu görünümden dolayı hastalık boğagözü olarak adlandırırlır. Lekeler düz ya da hafif bir şekilde çökük olabilir. Meyve derisi hafif bir baskı altında bile kolaylıkla kırılmayabilir. Çürük dokular nispeten sert olabilir ve bu kısımdaki deri sağlıklı dokudan kolaylıkla ayrılmayabilir. Çürüklük yüzeysel olabilir ya da hemen hemen genişliği kadar derin olabilir. Daha derin çürüklüklerde, hastalığın ilerlemesi az ya da fazla 'U' harfi şeklinde olmaktadır. Fungusunspor yığınları çürüklük yüzeyinde olabilir ve bu spor yığınları kısa, nemli ve krem renklidir.

ARMUT YAPRAK PSİLLİDİ(Psyllapyricola,Cacopsyllapyri)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Son yıllarda yapılan araştırmalar buzararlının armutlarda pear taşıyıcısı olduğunu göstermiştir. Decline adı verilen bir virüsünde

Kışı ergin olarak ağaçların tomurcuk ve sürgünleri arasında, dökülen yapraklar altında geçiren armut pirelerinin nimf ve erginleri sıcaklık 10°C' nin üzerine çıktığında kışlaklarını terkeder ve çiftleştikten sonra yumurta koymaya başlarlar. Bu faaliyetin gerçekleşmesi tamamen hava koşullarına bağlıdır. Bazen Şubat ayında bile başlayabilir. Armut ağaçlarında doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki şekilde zarar yapar. Zarar, özellikle yavru pireler tarafından ağaçların çiçek, yaprak ve tomurcuklarının sokulu pemilmesi suretiyle meydana gelir. Emgi sonunda zarar gören kısımlarda klorofil parçalanması ile renk değişimleri ve lekeler meydana gelir. Zamanla bazı organlar kurur, çiçekler ise meyve bağlamaz. Kurumalar neticesinde çiçek yaprak ve meyve dökülmeleri olur. Zararlı fazla olduğu takdirde çok miktarda salgılanan balımsı sıvı yaprak, sürgün ve meyvelerin üzerini örter. Bu maddeler üzerinde çürükçül mantarlar gelişir ve tüm ağaç siyahımsı bir görünüş alır. Böyle ağaçlarda yapraklar vaktinden önce dökülür, tomurcuklar açılmaz, bulaşık meyveler pazar değerini kaybeder.

Kültürel Önlemler

Ağaçların fazla gölgelenmesini önlemek amacıyla budama yapılmalıdır. Dayanıklı armut çeşitleri yetiştirilmelidir. Armut bahçesi altında ara ziraatı yapılmamalıdır. En uygun ilaçlama zamanı ağaçların çiçeklenme sonrasında, yaprakların oluştuğu ve zararlının meydana getirdiği balımsı akıntının başlamadığı dönemdir.

TESTERELİ ARILAR(Hoplocampabrevis,H.flava H.testudinea)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Çiçek taç yapraklarının dökülmeye başladığı dönemde kontrol ve sayım yapılarak ilaçlamaya geçilmelidir.

İlkbahar da ergin arılar çiçeklerin içine yumurta koyarlar. Yumurtadan çıkan larvalar meyvelere girer ve çekirdek evine ulaşırlar. Çekirdekleri zarar gören meyveler dökülür. Dökülen meyveler kesilip koklandığında, tahtakurusu gibi pisbir kokunun farkına varılır. Bu özellik zararlının tanımına yardım eder. Kış mevsimini toprak içinde kokon halinde larva döneminde geçirir. İlkbaharda ilk önce pupa ve arkasından da ergin olur. Ergin çıkışları çiçeklenme dönemine rastlar. Çiftleşmeyi takiben dişiler, henüz açılmamış veya yarı açılmış çiçeklerin dip kısmına yumurta bırakırlar. Bir çiçeğe 2 ila 5 arasında yumurta konabilir. Yumurtadan çıkan larva, bir süre yüzeysel olarak beslendikten sonra meyvecik içine girer. Zararlanan meyvelerde dökülür. Gelişimini tamamlayan larva, meyveyi terkederek toprak içinde diyapoza girer. Böylelikle yılda bir nesil verir.

MücadeleDönemi

Erken çiçek açan çeşitlerde çiçek taç yapraklarının dökülmeye başladığı dönemde kontrol ve sayım yapılarak; çiçek demetlerinin %10’ luk kısmında bulaşma görülür ise ilaçlama yapılır.

HASTALIKLAR
 
ÖNERİLER

KIRMIZI ÖRÜMCEKLER(Tetranychusurticae, T.viennensis,Panonychusulmi)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Bazı türler (örneğin .pulcher) tomurcuklara ve meyve gözlerine saldırarak, meyve tutumunu azaltabilirler.

Akarlar çıplak gözle zor görülecek kadar küçüktürler. Şekilleri yumurta veya armut biçimindedir. Çoğunun vücutlarının üst tarafı kabarıktır, bazılarının düzdür. Deride değişik şekil ve büyüklükte tüyler, kıllar ve dikenler vardır. Yumurtadan çıkan larva 3 çift, nimf ve erginler 4 çift bacaklıdır. Kışı yumurta halinde geçiren türlerde kışlık yumurtaların üretimi Temmuz ayında başlar ve Ekim ayına kadar devameder. Gelişme eşiği üzerinde seyreden sıcaklık toplamlarına göre bir neslin süresi belirlenir. Bu eşiğin üzerinde seyreden sıcaklıklar yükseldikçe bu süre dahada kısalır. Anormal sıcak şartlarda üreme ve gelişme olumsuz yönde etkilenir. Kırmızı örümcekler elma, armut, ayva, şeftali, kiraz, vişne, erik ve kayısı gibi yumuşak ve sert çekirdekli meyve ağaçlarında zarar yaparlar. Bulundukları ağaçlarda yaprakların bitki öz suyunu emerek zararlı olurlar. Bunun sonucunda yapraklar da önce beyaz, sonra sarı kahverengi lekeler meydana gelir. Daha sonra bu lekeler birleşerek yaprağın kuruyup dökülmesine, dolayısıyla önemli derecede ürün kaybına neden olurlar. Kontrol edilecek 100 yaprakta yaprak başına ortalama 3 canlı (nimf-ergin) görüldüğü andan itibaren ilaçlı mücadeleye başlanır ve gerek görüldükçede tekrarlanır.

ELMA İÇ KURDU(Cydia,Carpocapsa,Pomonella)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Ergin dişi kelebeklerin yumurta koyabilmesi için hava sıcaklığının 15°C' nin üzerine çıkması gereklidir. 25 Mayıs' tan itibaren larva çıkışları beklenebilir.

Ülkemizde elma iç kurdu genellikle yılda 2 döl, bazı yer ve yıllarda kısmi bir üçüncü dölde verebilmektedir. Bir dişi 30-70 yumurta bırakır. Yumurta önceleri yapraklara, incedallara, daha sonra meyvelere teker teker bırakılmaktadır. Yumurtadan çıkan larvalar genellikle 4-8 saat içerisinde meyveye girer. Larva meyveye çiçek çukurundan veya elmanın yan tarafı ile sapa yakın kısımlarından içeri girdikten sonra meyve nel açarak ilerler. Elma iç kurdu larvası meyvenin çekirdekleri üzerinde de beslenir. Bu özelliği ile çekirdekler üzerinde beslenmeyen meyve içinde zararlı diğer türlerden ayrılabilmektedir. Meyve içinde 30-40 gün beslenerek olgunlaşan larva, ağaç gövdesinin çatlamış kabukları arasında veya toprakta bulunan kalıntılar arasında kokon örmek üzere meyveyi terkeder. Bu larvalar daha sonra pupa olarak ya aynı yılın yaz erginleri şeklinde çıkar veya pupa olmayıp diyapoza girerler. Mücadele yapılmayan bahçelerde ki zarar %60-%100 olabilmektedir.

Kültürel Önlemler

• Elma bahçelerinin, elma iç kurdunun diğer konukçusu olan armut, ayva ve ceviz gibi meyve ağaçları ile karışık olarak kurulmamasına özen gösterilmelidir. 
• Elma ağaçlarının altına dökülen meyveler toplanıp uzaklaştırılmalı, ambalaj ve depolama yerleri elma bahçelerinin kenarına kurulmamalıdır. 
• Bahçenin sürümüne özen gösterilmeli ve ağaç gövdelerine Haziran ayı başlarında oluklu mukavvadan tuzak bantlar sarılmalı, bunlara gelen larvalar haftalık kontrollerle imha edilmelidir.

ARMUT KAPLANI(Stephanitispyri)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Polifag zararlılar grubunda olup, ergin ve nimfleri yaprakların özsuyunu emerek, yapraktaki klorofili parçalar.

GENEL BİLGİLER

Bu zararlının erginleri yaklaşık 1 cm uzunluğunda, üst kanatları beyaz zemin üzerine siyah noktalı kelebeklerdir. Yumurta paketinin üzeri dişi kelebeğin salgıladığı jelatinimsi bir madde ile örtülü ve balık pulu şeklinde dizili görülür. Olgun larvalar 14 mm uzunluğunda yeşilimsi esmer veya sarımsı renkte üzerleri siyah noktalıdır. Önceleri açık kahverengi, sonra koyu kahverengi olan pupaları 7-8 mm uzunluğundadır. Yılda 1 döl vermektedir. Esas konukçusu elma ağaçlarıdır. Japon elmasında da zarar yapar. Elma ağ kurdunun larvaları, elma ağaçlarının yapraklarını yemek suretiyle zarar yaparlar. Ağaçları tamamen yapraksız bırakarak, yanmış gibi bir görünüm almasına neden olurlar. Yumurtaların çoğunluğunungenç dalların gözleri civarına bırakıldığı gözönünde bulundurulursa zamanında ve usulüne uygun budamanın yapılması ve budama artıklarının bahçeden uzaklaştırıp kurumaya terkedilmesi veya yakılması ile genç dallar üzerinde larva paketleri altında kışlamaya çekilen larvaların önemli bir kısmı imha edilmiş olur. İlk mücadele için yaprak başına ortalama 0.5-1 ergin, ikinci ilaçlama için 2-4 ergin ve nimf esas alınır.

ARMUT YAPRAK UYUZU(Eriophyespyri)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Yaprak dokusu içerisinde yaşar ve bulunduğu yerde yaprağın her iki yüzünde kabarangal oluşur. Önce açık yeşilimtırak olan dal gitgide kızarır, kahverengileşir ve dokunun ölmesiyle de siyahlaşır.

GENEL BİLGİLER

Armut yaprak uyuzu ergini baş tarafta 2 çift bacaklı parlak sarı renkli ve 0.2 mm boyundadır. Çok küçük olduğundan doğada görüp tanımak kolay değildir. Ancak zarar şeklinden tanınabilir. Bulaşık yaprakların her iki yüzünde 1-2 mm çapında, şekilsiz, açıkyeşil, kahverengi ve siyah kabartılar zararlının varlığını belirtir. Kışı ergin döneminde çiçek ve sürgün gözlerinin pulları altında grup halinde geçirir. İlkbaharda gözlerin patlamasıyla birlikte yapraklara geçer ve epidermisi aşarak dokuya girer. Beslenmeye başlamasıyla tipik galler oluşur. Galiçerisinde dölverir ve yeni bireyler yaprak yüzüne dağılarak yeni galler oluşturmak üzere dokuya girerler. Yılda 2-3 dölverir. Sonbaharda erginler bulundukları galden ayrılırlar ve kışlamak üzere tomurcuklara göç ederler. Yaprak dokusu içerisinde yaşar ve bulunduğu yerde yaprağın her iki yüzünde kabaran gal oluşur. Önce açık yeşilimtırak olan gal git gide kızarır, kahverengileşir ve dokunun ölmesiylede siyahlaşır. Galler bazen bütün yaprağı kaplayabilir. Bu durumda yaprak özümleme görevini yeterince yapamaz ve düşer. Yoğun bulaşmalarda meyvelerde saldırıya uğrayabilir. Meyvenin şekli bozulur ve olgunlaşmadan dökülür. Karadeniz, İç Anadolu, Güney Anadolu Bölgelerinde yaygındır. Armut ağaçları ve fidanlıklarda yaşar ve zararlı olur. Ayrıca elma ve ayva ağaçlarında yaşayan alt türleri vardır.

HASTALIKLAR
 
ÖNERİLER

SANJOSE KABUKLU BİTİ(Quadraspidiotusperniciosus)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

İlk hareketli bireyler bölgelere göre Mayıs sonunda, Haziran başında görülmeye başlar. Yılda 2-3 dölverirler. Bitki özsuyunu emerek beslenirler. Yoğun populasyonda bitkiyi kuruturlar.

GENEL BİLGİLER

Yaprak bitleri genelde 1,5-3 mm boyunda, armut biçiminde küçük böceklerdir. Ağız parçaları sokucu emici yapıdadır. Anten adı verilen duyu organları ip şeklinde kısa veya çok uzundur. Vücutlarının arka kısmında bir çift tüp şeklinde uzantılar bulunur. Meyve ağaçlarının yaprak ve sürgünlerinde gruplar halinde bulunurlar. Yumurtaları parlak siyah renkte, uzunca oval biçimde 0,5 mm uzunluğundadır. Yaprak bitleri gruplar (koloni) halinde yaşarlar. Eşeyli ve eşeysiz olarak çoğalırlar. Kışı meyve ağaçlarının dal ve sürgünleri üzerine bırakmış oldukları yumurta döneminde geçirirler. Elma yeşil yaprak biti, yumurtalarını sonbaharda elma ağaçlarının bir yıllık sürgünleri üzerine bırakır. Bu yumurtalar ertesi yıl tomurcukların uyanmasıyla birlikte açılmaya başlar. Çıkan larvalar genç yaprakların çiçek tomurcukları ve çiçek çanak yapraklarında beslenirler. Bunlar sıcaklığa bağlı olarak yaklaşık 10 gün içinde ergin olur ve yavru vermeye başlarlar. Bu çoğalma süresince kanatlı ve kanatsız bireyler görülmektedir. Kanatlı bireyler diğer elma ağaçlarına uçarak bulaşmayı yaygınlaştırırlar. Ekim, Kasım aylarında meydana gelen dişiler ve erkek bireyler çiftleştikten sonra, Yaprak bitlerinin yaşayış özellikleri ve çoğalma koşulları gözönüne alınarak; çoğalmalarını engelleyici etkenlerin geliştirilmesi gerekir. Bu amaçla bahçe içerisindeki yabancı bitkiler imha edilmeli, toprak sürümüne özen gösterilmeli meyve bahçeleri ve yakınında yaprak bitlerine hassas bitkiler yetiştirilmemelidir. Bunlar özellikle ikincil konukçulara göç eden türler için etkilidir.

YAPRAK BİTLERİ(Myzuspersicae,Aphispomi)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Yaprak bitleri genel olarak 1.5-3 mm boyunda, armut biçiminde küçük böceklerdir. Ağız parçaları sokucu emici yapıdadır.

GENEL BİLGİLER

San Jose kabuklu biti, iç karantina ya dahil bir zararlıdır. Zararlı ağaçların gövde, dal ve dalcıklarında yaprak, sürgün, tomurcuk ve meyvelerin öz sularını emmek suretiyle zarar yapmaktadır. Fakat gerçek zarar emgi esnasında salgıladığı toksik (zehirli) maddelerden oluşur. Yaşlı ağaçlarda önce yaprak dökümü yapar sonra bazı dallarını ve gitgide ağacın bir bölü münü ve daha sonra ağaçlar tamamen kurutur. Kışı diyapoz halinde geçiren zararlı yılda 2-3 döl verir. Üreme güçleri fazla olduğunda ilaçlamalar düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Bahçedeki varlığını anlamak için 1-2 yıllık sürgünler 20 cm uzunlukta kesilmeli ve bir büyüteçle bakılmalıdır. Dişiler kanatsız, oval limon sarısı renktedir. Üzeri esmer bir kabukla örtülüdür. Ergin erkek ise kanatlıdır. Zararlının bulunduğu ve meyvede zararlı kaldırılıp bakılınca, kankırmızısı emgi lekeleri görülür. Kimyasal mücadele ve ağaçların kış uykusunda olduğu dönemde, gözler uyanmadan iki hafta önceye kadar ve hava sıcaklığı 5o C üzerinde olduğu yağışsız günlerde yapılmalıdır. Sıvama bulaşık ise, mutlaka kış ilaçlaması yapılmalırdır. Yaz mücadelesi için ağaçların çiçeklenme döneminden sonra kontroller yaparak San Jose kabuklu bitinin yavrulamaya başlaması izlenir. Zararlı yavrulamaya başladığında birinci, 20 gün sonra ikinci ilaçlama uygulanmalıdır.

GALERİ GÜVESİ(Leucopterascitella, P.gerasimovi,Stigmellamalella)

OCAK 
ŞUBAT
 
 
 
 
MART
NİSAN
 
 
 
 
MAYIS 
HAZİRAN
 
 
 
 
TEMMUZ 
AĞUSTOS
 
 
 
 
EYLÜL 
EKİM
 
 
 
 
 

Bu türler özellikle fidanlarda ve genç meyve ağaçlarının yapraklarında galeri açarlar.

GENEL BİLGİLER

Erginlerin uzunluğu 2-5 mm arasında değişen, ön kanatları her türde değişik desenli, arka kanatları dar ve uzun, bol saçaklı küçük kelebeklerdir. Larvaların yapraklarda açtıkları galeriler türlerin ayırt edilmesine olanak sağlar. Galeri güvelerinin döl sayısı 2-5 arasında değişir. Yaprak galeri güvelerinin larvaları yaprağın iki epidermisi arasında parankima dokusunu yemek suretiyle zararlı olurlar. Galeri şekilleri her tür için değişik olup tür ayırımına olanak sağlar. Bu türler özellikle fidanlarda ve genç meyve ağaçlarının yapraklarında galeri açarlar. Populasyonun çok yüksek olduğu yıllarda zarara uğramış yaprakların ve ağaçların gelişmesinde bir duraklama olur. Yapraklar zamanından önce dökülür, meyve verimi azalır ve kalitesi düşer. Türkiye'nin elma yetiştirilen her yerinde bulunurlar. Yaprak galeri güveleri, kışı ağaç altlarındaki dökülmüş yapraklar arasında, toprakta, ağaç kabukları altında geçirdiklerinden, bahçelerde kurumuş yaprakların toplanarak yok edilmesi, toprağın sürülmesi, ağaç kabuklarının soyulması zararlının popülasyonunun düşmesini sağlar.