SİYAH ÇÜRÜKLÜK(Xanthomonas campestris)
LAHANAGİLLERİN ÖNEMLİ HASTALIKLARINDAN BİRİDİR. BULAŞIK ARAZILERDE İKİ YILLIK BİR MÜNAVEBE ÖNERİLİR.
GENEL BİLGİLERBakteriyel hastalık etmeni olup, bakteriyel etmen yaprak doğal açıklıklarından (stoma) bitkilere giriş yapar ve bitkileri enfekte edebilmesi için yaprak yüzeyinde serbest suya gereksinim duyarlar. Bu yüzden yaprak üzerinde serbest suyun varlığı hastalığın ortaya çıkması ve geliþiminde önemli bir faktördür. Hastalık etmeni geniş bir sıcaklık dizisinde ortaya çıkar, ama genellikle daha serin koþullarda görülmektedir. Organizma tohum ve toprak kökenlidir. Ayrıca enfekteli bitki artıkları da önemli bir inokulum kaynağıdır. Lahana, karnabahar, brokoli, turp ve şalgam bu hastalık etmenine duyarlıdır. Bir çok küçük ve sulumsu lekeler ilk olarak yaprak üzerinde görülür. Bu küçük benek şeklindeki lekeler yuvarlak ya da açılı olup, zamanla 5 mm çapında sarı, kahverengi ya da siyah renkli lekelere dönüşmektedir. Lekelerin etrafı sulumsu bir doku ile çevrilmektedir. Bir çok durumda lekelerin merkezi düşmekte ve yapraklarda saçma deliği gibi bir görünüm almaktadır. Hastalık belirtileri genellikle yaprak damarları ile sınırlı kalır Yaprak kenarlarındaki hastalık belirtileri genellikle uç yanıklığı ile sonuçlanır.
Kültürel Mücadele1. Dayanıklı çeşitlerin kullanımı
2. Hastalıktan ari tohum ve fidelerin kullanımı
3. Sera ve tohum yataklarında hastalıktan ari toprak, su ve alet-ekipmanı kullanılmalı ..
4. Yabancı ot kontrolüne, böceklerin bitkilerde yara açmaması için böcekler ile mücadeleye önem verilmeli.
5. Hastalıklı fideler hemen yetiştirilme ortamlarından uzaklaştırılmalı ve imha edilmeli.
6. 2-3 yıl gibi uzun süre ürün rotasyonu yapılmalı.
7. Aşırı ve üst sulamalarından kaçınılmalı ve nem
oluşumu engellenmeli. Ayrıca nemli koşullarda ve bitkiler ıslak iken çalışmaktan kaçınılmalı.
8. Toprak drenajı yapılmalı.
9. Bitkileri düzenli olarak beslemeli ve aşırı gübre kullanımından kaçınılmalı.
BAKTERİYEL YAPRAK LEKESİ(Pseudomonas sryngae)
PATOJEN GENELLİKLE TOHUM VE TOPRAK KAYNAKLIDIR. BULAŞIK ARAZİLERDE MÜNAVEBE YAPILMASI GEREKLİDİR.
GENEL BİLGİLERBakteriyel hastalık etmeni olup, karnabahar, lahana, brüksel lahanası, brokoli ve turp bitkilerinin bakteriyel hastalık etmenlerinden biridir. Bakteriyel etmen en az bir yıl toprakta ve bitki artıkları üzerinde canlılığını koruyabilir. Bakteri aynı zamanda tohum kökenli olup, tohumla ile taşınmakta ve en önemli baslangıç inokulum kaynağını oluşturmaktadır. Hastalık etmeninin bitkilere bulaşması ise yağmur, sulama suyu ve su sıçramaları ile olmaktadır. Hastalık etmeni serin ve yağışlı geçen ortamlarda çok daha şiddetli hastalık meydana getirmektedir. Hastalık belirtisi, klorotik hale ile çevrilmiş küçük, kahverengi ve nekrotik lekelerdir. Lekeler yaklaşık 1 mm çapındadır ve yaprak yüzeyi bu lekeler ile kaplanmaktadır. Lezyonların kenarları ise genellikle suyla haşlanmış gibi bir görünüm arz eder. Lekeler büyür ve diğer lekeler ile birleşir, fakat lekenin büyümesi yaprak ana damarları ile sınırlı kalmaktadır. Bazı bitkilerde yapraklar deforme olur ve parçalanmış bir görünüm alacak şekilde kırılır, hatta tüm bir yaparak etkilenebilir ve düşebilir.
Kültürel Mücadele1. Dayanıklı ve temiz bitkiler tercih edilmeli.
2. Fideliklerde ve şaşırtma esnasında hastalıktan ari toprak kullanmalı.
3. Sulama suyunun bakteriden ari olmasına dikkat edilmeli ve bitkilere üstten su verilmemelidir.
4. Ürün rotasyonu yapılmalı.
5. Hastalıklı bitkilerin imha edilmesi ya da uzaklaştırılması.
6. Bitkileri yaralamaktan kaçınmalı ya da diğer zararlılar tarafından yaralanmaması mümkün mertebe sağlanmalı- dır.
ALTERNARIA YAPRAK LEKESİ(Alternaria spp.)
GENELLİKLE EKONOMİK BİR ZARARI OLMAY AN SERİN VE YAĞIŞLI PERİYOTLARDA ORTAYA ÇIKAN FUNGAL BİR HASTALIKTIR.
GENEL BİLGİLERBu hastalık etmenleri Crucifer bitkileri için tohum kökenlidir. Etmen tohum içerisinde misel ya da spor olarak bulunmaktadır. Hastalık etmeni bitki artıkları, bulaşık tohum ve konukçusu olan yabancı otlar üzerinde varlıklarını devam ettirirler. Sporlar bulaşık bitki artıkları ve lekeler üzerinde üretilir. Kültür ortamlarında hastalık etmenlerinin spor üretimi için en ideal sıcaklık 24° ile 28° C'dir. Sıcaklık 16° C altına düştüğünde ise spor üretimi önemli ölçüde azalmaktadır. Brokoli ve karnabahar bitkilerinin yenilebilir çiçeklerinde meydana gelen kahverengi-siyah renk değişimi, eğer yapraklarda ortaya çıkan lekeler kontrol edilmez ise ortaya çıkmaktadır. Benzer belirtiler diğer hastalıklar tarafından da oluşturulur, kesin sonuç elde etmek için laboratuvar izolasyonları- na ihtiyaç duyulabilir. Böyle enfeksiyonlar genellikle bakteriyel yumuşak çürüklük etmenleri ile karışabilir. Bu durum özellikle depo ve tarla koşullarında sıcaklığın 28° C ve üzerinde olduğu zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Yaprak kenarlarında oluşan yaprak lekeleri siyah çürüklük etmeninin yaptığı lekelere benzer, fakat Alternaria tarafında oluþan lekelerin kenarlarında oluşan sarı haleler daha kesin ve belirgindir.
Kültürel Mücadele1. 3-4 yıl ürün rotasyonu yapılmalı ve devamlı üretim alanlarından konukçusu bitkiler uzaklaştırılmalı.
2. Hastalıktan ari tohum ve fidelerin kullanımı.
3. Tohumlara sıcak su uygulaması yapılarak üzerinde ve içerisinde olan fungal yapılar ya da diğer etmenler elimine edilebilir.
4. Düzenli gübreleme ve iyi koşullarda bitkileri yetiştirmeli.
5. Bitki kalıntıları yetiştirme ortamlarından uzaklaştırılmalı ve imha edilmeli.
6. Çiğ oluşumundan kaçınmak için havalandırma iyi olmalı ve bitkilerin üzerinde serbest su oluşumu engellenmeli.
7. Sera ve tohum yataklarında hastalıktan ari toprak ve alet-ekipmanı kullanılmalı.
VERTICILLIUM SOLGUNLUĞU(Verticillium dahliae-albo atrum)
GENELLİKLE KIYI ŞERİDİNE YAKIN ÜRETİM ALANLARINDA SOĞUK TOPRAK KOŞULLARINDA GÖRÜLÜR.
GENEL BİLGİLEREn yaygın olarak bilinen toprak kökenli fungal hastalık etmenleridir. Genellikle kötü yapılı toprak ve düşük toprak sıcaklıklarında ortaya çıkmaktadırlar. Oldukça geniş bir konukçu listesine sahip olup, odunsu ve otsu bitkilerde hastalık yapmaktadırlar. Her iki Verticillium düşük seviyelerdeki toprak sıcaklıklarında doğal olarak ortaya çıkıp duyarlı bitkilerde hastalık yapmaktadırlar. V. albo-atrum en iyi þekilde 20-25° C sıcaklıklarda gelişme gösterirken, V. dahliae 25-28° C gibi daha yüksek sıcaklıklarda daha iyi gelişme göstermektedir. Hastalık sıcak bölgelerde, özellikle sulanan alanlarda problem olmaktadır. Bitki dokusunda oluşan konidisporları su ile bitkinin üst aksamlarına taşınır ve fungus iletimi bitkinin dokularında kolonize olmaktadır. Hastalığın teşhisinde hastalıklı bitkilerde fungal yapıları görmek mümkün olmadığından, laboratuvar kültürü gerekmektedir. Hastalık etmeni hastalanmış yumrular ve bulaşık fideler ile uzun mesafler taşınabilir. Yetiştirme ortamına girdikten sonra, toprak işleme aletleri, rüzgar ve su ile taşınmaktadır. Hastalık etmeni bitkinin fizyolojisini değiştiren nematodlar ile bulaşık alanlarda daha şiddetli olarak hastalık yapabilir.
Kültürel Mücadele1. Hastalıktan ari ve temiz bitkiler şaşırtılmalı.
2.Toprak inokulum kaynağı olduğu için, toprak işleme işlerine büyük ölçüde dikkat edilmeli.
3.Toprak ısısının ani düşüşlerini engellemek için, sık sulama yapılmalı.
4.Bulaşık alanlarda hasta bitkiler sökülüp yok edilmeli.
5.Sıcak bölgelerde solarizasyon etkili bir kontrol yöntemidir.
6.Ürün rotasyonu yapılabilir (yonca ya da buğdaygiller tercih edilebilir).
7.Nitrojen gübrelerinin optimal seviyede kullanımı hastalık şiddetini azaltmaktadır.
8.Gelişme sezonunda sulamanın kontrollü yapılması da hastalığın şiddetini azaltabilir.
9.Dayanıklı çeşitlerin kullanımı.
10.Mısır gibi bitkilerde yapılan yeşil gübre uygulamaları hastalığı baskı altında tutabilir.
11.Hastalığın görüldüğü bölgelerde yetiştiricilik yapılmamasına dikkat edilmeli.
BAKTERİYEL YUMUŞAK ÇÜRÜKLÜK(Erwinia carotovora)
YAZLIK ÜRETİM PERİYOTLARINDA HUMUSÇA ZENGİN TOPRAKLARDA GÖRÜLEBİLEN BİR BAKTERİYEL HASTALIKTIR.
GENEL BİLGİLERBakteriyel bir hastalık etmeni olup, bir çok tek yıllık bitkiyi hastalandırmaktadır. Hastalık etmeni toprakta serbest halde ya da bitki kalıntılarında canlı bulunabilir. Enfeksiyon genellikle bitkilerde oluþan yaralardan olmaktadır. Bakteri bitkilerin iç dokularında çoğaldıktan sonra, pektolitik ve çoğunlukla sellülotik enzimler üreterek dokuların parçalanmasına ve çürümesine neden olmaktadır. Hastalık bundan dolayı bitkilerde yumuşak çürüklüğe neden olmaktadır. Bakterinin yayılması başlıca sulama suyu ile olur ve özellikle iyi havalandırılmamış ve humusça zengin topraklarda daha fazla ortaya çıkmaktadır. Hastalık etmeni genellikle sıcak aylarda ortaya çıkmakta olup, 30 - 35 °C sıcaklıklar hastalýk etmeninin gelişmesine en uygun ortamlardır. Çürüme genellikle iğrenç bir koku ile sonuçlanır. Bu bitkilerde enfeksiyonlar gübre yanıklığı ve diğer yaralanmalar sonucu açılan yaralardan olmaktadır, ama enfeksiyon genellikle hasat sırasında açılan yaralanmalarla ilişkilidir. Hastalık etmeni yine kullanılan işleme bıçakları üzerinde de sağlıklı bitkilere taşınmaktadır.
Kültürel Mücadele1. Hastalıklı bitkiler imha edilmeli ya da uzaklaştırılmalı.
2. Fideliklerde ve şaşırtma esnasında hastalıktan ari toprak kullanmalı.
3. Toprak havalanmasına, özellikle humusça zengin topraklara dikkat edilmeli.
4. Ürün rotasyonu yapılmalı.
5. Dayanıklı bitkiler tercih edilmeli.
6. Bitkilerin yaralanmamasına büyük önem verilmeli.
7. Depolama yapılacak ürünler uygun sıcaklık ve havalanması olan yerlerde muhafaza edilmeli.
KÖK URU(Plasmodiphora brassicae)
ÜLKEMİZ ÜRETİM ALANLARINDA NADİREN GÖRÜLEN BULAŞIK TOPRAKTA ON YILDAN FAZLA YAŞAYABİLEN MANTARİ BİR HASTALIKTIR.
GENEL BİLGİLERToprak kökenli patojen Fungal etmen Myxomycetes sınıfına ait olup, akışkan küfler olarak da adlandırılırlar. Fungusun 9 fizyolojik ırkının var olduğu bilinmektedir. Başlangıç enfeksiyonları zoosporlarının toprağa bırakılması ile başlamaktadır. Bu sporlar bitkilerin kök uçlarına saldırırlar ve palsmodiumlarını meydana getirirler. Bu yapı bu sınıfa ait fungusların bir özelliği olup, içerisinde çok sayıda nükleus bulunan şekilsiz ya da biçimsiz amip formunda bir yapıdır. Hastalık etmeni çok geniş bir sıcaklık dizisine sahip topraklarda gelişmesine rağmen, optimum sıcaklık istekleri 25-30 °C arasındadır. Toprakta, bitki artıkları üzerinde ve Cruciferlere ait yabancı otlar üzerinde uzun yıllar canlılığını dinlenme sporları olarak koruyabilir. Bir bölgeden diğerine bulaşık toprak, bitki materyalleri ve su ile taşınmaktadır. Ayrıca enfekteli bitki kökleri ile beslenen hayvanların pislikleri ile de hastalığın taşındığı bildirilmektedir. Enfekteli olan bitkilerin toprak üstü aksamlarında görülen belirtiler ise bodurluk ve solgun yeşil ya da sarı yaprakların varlığıdır. Bitkiler şiddetli olarak etkilendiklerinde toprak üstü aksamları besin ve su alımlarının sekteye uğramasından dolayı, bitkiler besin eksikliği ya da kuraklık stresine girmiş gibi görünürler. Bu bitkilerde sararmalar meydana gelir ve özellikle sıcak havalarda bariz olmak üzere solgunluklar ortaya çıkmaktadır.
Kültürel Mücadele1. Mümkün mertebe yetiştiricilik yapılacak alanların hastalıktan ari olmasına dikkat edilmeli.
2. Yetiştiricilik yapılan alanlar iyi drene edilmeli ve toprak asitliği 7.2 ya da üzerinde olmalıdır.
3. 7-10 yıl gibi uzun süre ürün rotasyonu yapılmalıdır. Araştırmacılar buğday bitkilerinin ürün rotasyonunda kullanılmasının hastalığın inokulum kaynağının azaltılmasında en fazla fayda sağlayan bitkiler olduklarını bildirmektedirler.
4. Hastalıktan ari ve temiz bitkilerin kullanımı.
5. Topak asitliğini artırmak için kireç kullanımı ya da toprak asitliğini artırıcı gübre uygulamalarına önem verilmelidir.
6. Sulama suyunun enfekteli alanlardan geçirilmemesine ve bulaşık suların kullanılmamasına dikkat edilmeli.
7. Dayanıklı varyetelerin tercihi.
8. Sıcak bölgelerde toprak solarizasyonu uygulanabilir.
YAPRAK BİTLERİ(Myzus persicae)
ERKEN YETİŞTİRİCİLİĞİN YAPILDIĞI ÜRETİM ALANLARINDA NADİREN LAHANAGİLLERDE EKONOMİK ZARAR YAPABİLİR.
GENEL BİLGİLERBazı türler kışı döllenmiş yumurta halinde geçirir. Kışı geçirip yumurtalardan çıkan bireyler sonbaharda gerçek dişiler ve erkek bireyler meydana gelene kadar döllemsiz olarak (partenogenetik) çoğalırlar. Kışı ılık geçen yerlerde ve seralarda bazı türler yıl boyunca partenogenetik olarak çoğalmalarını sürdürürler ve zorunlu kışlamaya gerek duymazlar. Sera koşullarına ve türlere göre yılda 10-16 döl verirler. Yaprakbitleri bitki özsuyunu emerek zarar yaparlar. Emgi nedeniyle yapraklar büzüşmüş, kıvrılmış bir görünüm alır. Bu emgi sonucu bitki zayıflar, gelişme durur, ürünün verim ve kalitesi bozulur. Ayrıca virüs hastalıklarını taşımak ve sağlam bitkilere bulaştırmak suretiyle büyük zararlara neden olurlar. Örneğin M.persicae 50 değişik virüsün vektörüdür. Salgıladıkları tatlı maddelerde fumajin mantarı gelişerek bitki yüzeyini örter, özümleme ve solunuma engel olmaları sonucunda da zarar oluştururlar. Polifag bir zararlıdır. Özellikle hıyar, domates, patlıcan ve kabakta zararı önemlidir. Brassicae familyasında da karnabahar mozaik virüsünün vektörü- dür.
LAHANA KELEBEĞİ(Pieris rapae)
YOĞUN POPÜLASYONUN OLDUĞU DÖNEMLER EKONOMİK ZARARLA SONUÇLANABİLİR.
GENEL BİLGİLER EtmeniKışlayan puplardan ilkbahar'da krem beyazı kelebekler çıkarlar. Narin bir vücudu ve büyük kanatları vardır. Ön kanatlar üzerinde siyah lekeler bulunur. Parlak sarı yumurtaları yaprağın alt yüzünde 20-100'lük gruplar halinde bulunurlar. Yumurtalar yaklaşık 2 haftada açılırlar Genç tırtıllar önce grimsi yeşil renktedirler. Büyüdükçe renkleri belirginleşir ve parlar. Genç tırtıllar önce birlikte beslenirler, sonra da bütün bitkiye dağılırlar. Boyları 4 cm oluncaya kadar beslenirler. Bu dönemde bitkiden ayrılırlar ve oldukça uzun bir yol yürüyüp topraktan yüksek ağaç gövdesi, tahta veya duvara yapışarak pup olurlar. Pup grimsi yeşildir, üzerinde koyu renkli noktalar vardır. Genellikle yılda 2 nesil verirler. İkinci nesil tırtılları yaz sonlarında faaliyet gösterirler. Beyaz kelebeklerin 2 türü daha lahanagiller üzerinde zararlı olurlar. Küçük olanı Pieris rapae ve yeşil çizgili renklisi Pieris napi'dir. Bu iki tür yumurtalarını tek tek bırakırlar. Tırtılları kadifemsi yeşil görünümdedir.
ZararıMavimsi veya sarımsı yeşil zemin üzerinde siyah ve birleşince iki yanda bant meydana getiren lekeleri ihtiva eden tırtıllar lahana, karnabahar ve brokoli yapraklarını kalın damarlara kadar yiyerek zarar yaparlar. Tırtılların şiddetli hücumuna uğrayan sebze bahçelerinde lahanagiller adeta yapraksız kalırlar.
MOZAİK VİRÜSÜCaMV
LAHANAGİLLERDE BODURLUK YAPMAYAN VİRAL HASTALIK ETMENİNİN TAŞIYICI VEKTÖRÜ YAPRAK BİTLERİDİR.
GENEL BİLGİLERKarnabahar Mozaik Virüsü (Cauliflower Mozaic Virus = CaMV) viral hastalık etmeni olup, ilk olarak Brassica campestris ve B. oleracea bitkilerinde tespit edilmiştir. Viral etmen vektör böcek (Brevicoryne brassicae, Myzus persicae ve diğer Aphididae familyasina ait böcekler ile) semi-persistent (böcek bünyesinde yarı kalıcı olarak) olarak taşınmaktadır. Virüs mekanik inokulasyon ile de taşınabildiği bildirilmektedir. Arabidopsis thaliana, Brassica spp., Raphanus spp. ve Brassicaceae'nin diğer türleri ve Resedaceae familyasına ait bitkilerde damar açılması ve damar bantlaşması gibi hastalık belirtileri ortaya çıkmaktadır. Yapraktaki damar açılmaları koyu alanlar ile zıtlık açık şekilde görülecek biçimde belli olur. Hastalığa rağmen baş bağlayan bitkilerin ise pazar değeri ciddi boyutlarda azalır. Enfekteli bitkilerde yaprak belirtileri ortaya çıksa bile Brassica bitkilerinde bodurluk belirtisi görülmez. Lahana bitkilerinde yapraklar üzerinde siyah şerit şeklinde belirtiler meydana gelir, fakat bu beneklenmeler Şalgam Mozaik virüsünün oluşturdukları lekelere göre daha küçüktür.
Kültürel Mücadele1. Dayanıklı çeşitlerin kullanımı.
2. Hastalıktan ari fideler şaşırtılmalı.
3. Bulaşık bitki artıkları yok edilmeli.
4. Konukçusu olan yabancı otlar ile mücadele edilmeli. 5. Seralarda ya da tarlada hastalan bitkiler uzaklaştırılmalı.
6. Vektör böcekler ile kimyasal mücadele ve vektörlerin hareketini sınırlayacak tedbirler alınmalı (saman malçı ya da sera açıklıklarının vektörün geçişini engelleyecek şekilde tülbent ile kapatılması).
UÇ YANIKLIĞITipburn
ÇEVRE KOŞULLARINDAN KAYNAKLANAN FİZYOLOJİK BİR HASTALIKTIR.
GENEL BİLGİLERBelirtisi yaprak uçlarındaki yanıklık olarak ortaya çıkan bu hastalık tamamen fizyolojiktir. Nedeni tam olarak bilinmemektedir; çevre koşullarına bağlı olarak gelişim göstermektedir. Mevsim normalleri üzerinde seyreden hava sıcaklığı ve aşırı azotlu gübreleme hastalık riskini arttırmaktadır. Ayrıca topraktan çeşitli nedenlerle alınamayan kalsiyum (Ca) da bu fizyolojik hastalığı desteklemektedir.
Kültürel Mücadele1. Dayanıklı kültüvarların tercih edilmesi.
2. Etkenlerden biri olan hava sıcaklığı üzerinde bir etkimiz olamaz; ancak azotlu gübreler (üre, şeker, nitrat gibi) daha az oranlarda kullanılmalıdır. Bunun yanında fosfor ve potasyum gübrelemelerine de önem verilmelidir.
3. Ayrıca kalsiyum eksikliğinin gizli olabileceği düşünü- lerek topraktan ve yapraktan kalsiyum uygulaması yapılmalıdır.
4. Toprak nemindeki aşırı iniş çıkış kontrol edilmelidir.