Meyve Ağaçlarında Budama ve Terbiye Sistemleri

Meyve Ağaçlarında Budama ve Terbiye Sistemleri

 

1. BUDAMANIN ÖNEMİ

Dünya’da tarımsal faaliyetlerin tarihçesi çok eski zamanlara dayanmaktadır. Tüm zamanlarda tarım, insanoğlunun temel ihtiyacı olması sebebiyle popülaritesini muhafaza etmiştir. Artan dünya nüfusu ve üretim alanlarının kısıtlı olması sebebiyle ihtiyaçlar arttıkça bilim adamları birim alandan daha fazla ürün alabilmenin yollarını aramışlardır.

Meyvecilik alanında son yıllarda kaydedilen gelişmeler ümit vericidir. Örneğin elma yetiştiriciliğinde yoğun dikime imkan sağlayan elma klon anaçlarının (M9, MM106 vb.) bulunması ve pratikte aşırı rağbet görmesi bunun en güzel örneğidir. Ancak yeni üretim tekniklerini kabul etme yanında bu tekniklerin gerektirdiği kültürel işlemleri de kabul etmek ve uygulamak çok önemlidir.

Ülkemizde yeni yeni kurulmaya başlayan modern bahçeler Ülke meyveciliği açısından olumlu gelişmeler olmakla birlikte bu bahçelerin gerektirdiği kültürel işlemlerin bilinmemesi ise son derece  düşündürücüdür. Bu kültürel işlemlerin uygulanması açısından modern bahçeler büyük kolaylıklar sağlamakta ancak bu bahçeler klasik bahçelere göre daha çok özen istemektedirler.

 Özen gösterilmesi gereken konulardan biri de budama ve terbiyedir. Gerek klasik bahçeler gerekse modern bahçelerde ilk yıllarda uygulanan terbiye işlemleri ve ağacın ömrü boyunca yapılan budama; verimi, meyve kalitesini ve ağacın sağlığını direkt  etkilemektedir. Gerektiği şekilde yapılan terbiye ve budama sonucunda;

İlerleyen yıllarda ağacın meyve yükünü taşıyacak olan dallar ağaç etrafında eşit  oranda dağıtılacağı için uygun bir taç elde edilecek,

Böyle bir taç oluşumu ile güneş ışığının ağacın iç kısımlarına maksimum girişi sağlanacağından meyve gözü oluşumu ve kaliteli meyve rengi elde edilecek,

Taç içerisinde fazlalık yaratan dal olmayacağı için zirai mücadele ilaçları iç kısımlara tam nüfuz edecek, hastalık ve zararlılarla savaşta istenilen sonuçlar alınabilecek,

Budamanın bodurlaştırıcı etkisinden dolayı budanan ağaçlar budanmayan ağaçlara daha küçük hacimli olacak, böylece hasat ve meyve seyreltmesi gibi kültürel işlemler daha kolay yapılacak,

Budama esnasında ağaç üzerinde meyve dalı seyreltmesi de yapılabildiği için özellikle periyodisiteye eğilimli olan çeşitlerde doğal olarak meyve seyreltmesi yapılmış olacaktır.

Ancak budama ve terbiye gerektiği gibi yapılmadığı taktirde büyük beklentilerle kurulan meyve bahçelerinde beklentilerin tam tersi sonuçlar ortaya çıkacaktır.    

2. BUDAMANIN AMAÇLARI

Budamanın, meyve verim ve kalitesini arttırmaya yönelik değişik amaçları vardır. Bunları maddeler halinde sıralamak gerekirse;

-         Gövde üzerinde düzenli ve dengeli bir taç oluşumu sağlamak ,

-         Meyve ağaçlarında gençlik kısırlığı denilen verimsiz dönemi mümkün olduğu kadar kısa tutmak,

-         Meyve ağaçlarının bakımını, meyvelerin derimini, zararlılarla savaş vb. teknik işleri kolaylaştırmak,

-         Kurumuş, hastalıklı, ekolojik ve mekanik etkilerle zararlanmış, kırılmış dallar ile birbiri üzerine binmiş ya da dar açılı dalları kesmek,

-         Güneş ışığının ağacın iç kısımlarına daha iyi girmesini sağlamak,

-         Periyodisite denilen ağaçların bir yıl çok, bir yıl az ürün vermesini  önlemek ve her yıl düzenli ürün almak,

-         Meyve kalitesini iyileştirmek,

-         Dikimin ilk yıllarında yapılan budama ile ilerleyen yıllardaki meyve yükünü taşıyabilecek olan dalları oluşturmak ve ağaca iyi bir şekil vermektir.

3. BUDAMA ZAMANI

Budama zamanı, meyve ağacının büyümesini, kesimlere karşı göstereceği tepkiyi, verimini ve ekonomik ömrünü etkiler. Budama kış ve yaz (yeşil ) olmak üzere iki ayrı mevsimde yapılabilir.

 

3.1. Kış budama zamanı

Kış budaması için en uygun dönem, ağaçların yapraklarını dökmesinden ilkbaharda gözler uyanmasına kadar geçen dönemdir. Kışı ılık geçen yerlerde meyve ağaçları kış dinlenmesine girmelerinden hemen sonra budanabilirler. Çünkü bu dönemde meyvecilik bölgelerinde içgücü yoğunluğu az olduğundan işçi bulmak daha kolaydır. Ancak kışı sert geçen yerlerde şiddetli donlardan önce, budamanın yapılması doğru olmaz. Böyle bölgelerde şiddetli donlar geçtikten sonra kış budaması yapılmalıdır. 

3.2. Yaz budama zamanı

Yaz boyunca meyve ağaçlarında sürgünlerin seyreltilmeleri, uç alma, bükme, eğme, dalların bağlanmaları, açıların genişletilmeleri veya daraltılmaları gibi yapılan işlemlerin tümüne yaz budaması denir.

Meyve ağaçlarında, yaz budaması ilkbahar gelişme periyodu geçtikten ve yaz gelişme periyodu içerisinde sürgünler odunsulaşmaya başladıktan sonra yapılabilir. Genellikle ağaçlar üzerinde şekli bozan, büyümeleri istenmeyen gelişmeleri  ana dalların zararına olan dallar kesilerek çıkartılabilir yada eğilip bükülebilir. Bazı dallar da açıları genişletilerek gelişmeleri sınırlanabilir.

Yaz budaması özellikle meyve ağaçlarının şekillendirme yıllarında yapılması gerekli olan önemli bir teknik işlemdir. Meyve tür ve çeşidine göre değişmekle birlikte 4-6 yıl içerisinde uygulanan terbiye sisteminin gerektirdiği taç yapısı oluşturulmalıdır. Şekillendirme devresi dediğimiz bu ilk 4-6 yıl içerisinde yaz budaması ile; ileriki yıllarda ağır meyve yükünü taşıyacak olan ana dalları seçmek, dik büyüyen dalların açısını genişletmek, ölü göz oluşturan ve dallanma problemi olan ağaçlarda uç alma yapmak, iç kısımlarda gölgeleme sağlayarak meyve renginin gelişimini engelleyen obur dalları çıkarmak, gövde üzerinde taçlanmanın başladığı noktanın altında kalan sürgünler ile dip sürgünlerini temizlemek gibi işlemler yapılabilmektedir. 

Yaz budaması yaparken meyve/yaprak oranına dikkat edilmelidir. Ağaç üzerinde meyveleri besleyecek oranda yaprak alanı mutlaka bırakılmalıdır. Aksi takdirde meyvelerin, küçük ve kalitesiz olması, güneş yanığından zararlanmaları kaçınılmazdır.

4. BUDAMA ARAÇLARININ DEZENFEKSİYONU

Ağaçları budamadan önce dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri de malzemelerin temizliğidir.

Budama yaparken kullandığımız aletler eğer dezenfekte edilmezse ağaçtan ağaca, bahçeden bahçeye hastalıkların bulaşmasına neden olabilirler. Çok basit yöntemlerle budama aletlerinin dezenfeksiyonu sağlanabilmektedir. Piyasa da ticari olarak satılan çamaşır suları bu iş için kullanılan en pratik solüsyondur. Çamaşır suyunun bir kısımına karşılık 5 kısım su katılarak oluşturulan solüsyonla gayet sağlıklı bir dezenfeksiyon sağlanabilir. Bu karışımla budamada kullandığımız makaslar, testereler vb. bir bahçeden diğerine geçerken veya hastalıklı olduğundan şüphelendiğimiz ağaçların budanmasından sonra temizlenmesi gerekir. Böylece hastalıkların diğer ağaçlara ve bölgelere bulaşması önlenmiş olacaktır.

 

 
   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Resim 1 . Budama aletlerinin temizlenmesinde kullanılan çamaşır suyu.

 

5. BUDAMANIN TEMEL PRENSİPLERİ

         Budamanın bir bilim dalı olduğu ve mutlak uyulması gereken  kurallarının olduğu baştan kabul edilmelidir. Bu bölümde genel budama prensipleri ve gerekçelerinden bahsedilecektir. Buradaki prensiplerin genel anlamda pratik hale dönüşmesi ise yıldan yıla yapılan budamalar ile tecrübe kazanan kişilerin becerisine bağlıdır. Bilgiyi, deneyimi ve uygulamaya aktarmayı bir bütün halinde birleştirebilen ve ağacı okuyabilenler budamada başarılı olmaktadırlar. 

 

a. Şekillendirme devresinde budama işlemleri odun dallarına uygulanmalı, zorunlu olmadıkça meyve dallarına dokunulmamalıdır.

 Böylece meyve ağaçlarına iyi bir şekil verileceği gibi erken meyveye yatması sağlanır. Aksi işlemlerde ise düzensiz şekillenmelere ve ağaçlarını gençlik kısırlığı döneminin uzamasına neden olunur.                                       

b. Budanacak olan ağaç toplu incelenmeli  ve her dal ayrı ayrı ele alınmalıdır.

c. Gövde üzerinde tacı oluşturan ana dallar aynı yükseklikte ve eşit kuvvette olmalı, merkezi eksen etrafında eşit açılarla dağıtılmalıdır.

 

 

 

Şekil 1. Yan dalların üstten görünümü.

 

Şekil 1’de lider etrafında ana dalların dağılımı görülmektedir. Doğru taç oluşumunda gelişme kuvvetleri aynı ve lider etrafında eşit açılarla dağılmış  beş adet dal seçilmiş, böylece çok ideal bir kat oluşturmuştur. Yanlış olan taç oluşumunda ise yan dallar çok sık olduğu için birbirini gölgeleyeceğinden ve kültürel işlemleri, özellikle de ilaçlamayı zorlaştıracağından ideal bir taç oluşturulamamıştır.

d. Ana dalların gövde ile yaptıkları açılar 45-60o olmalıdır. Dar açılı olan dalların direnci zayıf olduğu için çabuk kırılır.

 

 Şekil 2. Dalların farklı açılara tepkileri.

 

Şekil 2’de görüldüğü gibi bir dalı dik olarak bıraktığımızda, o dalda vegetatif gelişme çok kuvvetli olur ve meyveye geç yatar. Yere paralel olarak gelişen dallarda bol miktarda ve kalitesiz meyve oluşur ve vegetatif gelişme de zayıf kalır. Fakat 45-60 o  lik bir açı ile gelişen dallarda vegetatif ve generatif faaliyet dengeli olmaktadır.  

e. Ne kadar dik büyüme o kadar az ve geç meyvelenme, ne kadar yayvan büyüme o kadar erken ve çok meyvelenme olur.

 

 
   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Resim 2. Dik büyüme (solda) Yayvan büyüme (sağda).

 

f. Yardımcı dal oluşumuna özen gösterilmelidir.

Yardımcı dallar ana dallar üzerinde mümkün olduğu kadar eşit uzaklıkta ve aynı yönde bırakılmalıdır. Ayrıca ana dallar ile yardımcı dallar arasında vegetatif gelişme bakımından rekabet olmamalıdır ve şekil bakımından düzenli gelişmelerini sağlayabilmek için yardımcı dallar, ana dalların büyüme noktasından 15-25 cm. daha aşağıda seçilmelidir. Ayrıca ana dallar ile yardımcı dallar arasında 45o lik açı olmasına dikkat etmek gerekir.                                 

 g. Dalları kısa kesmek vegetatif gelişmeyi, hiç kesmemek ya da uzun bırakmak da generatif faaliyetleri teşvik eder.

Bir dalı keserek kısaltmış olunduğu sanılmamalıdır. Büyüme döneminde kesim şiddetiyle doğru orantılı olarak kesim noktasının altından sürgün büyümesi olacağı unutulmamalıdır.

 

 

         Şekil 3. Tepe kesiminin şiddeti.

 

h. Aynı noktadan yan yana büyüyen aynı kuvvette dalların gelişmesine izin verilmemeli, geniş açılı dal bırakılarak dar açılı olan çıkarılmalıdır.

Özellikle lidere rakip olacak şekilde bir çatallaşmaya izin verilmemelidir. Uygun olan lider olarak seçildikten sonra diğeri dipten çıkarılmalıdır.

 

 
   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Resim 3. Lider dalda çatal oluşumu.

        

         Lider üzerinde aynı noktadan çıkan ana dallardan biri de mutlaka çıkarılmalıdır. Tercihen geniş açılı olan dal bırakılır, dar açılı olan çıkarılmalıdır.

ı. Meyve ağaçlarında türler ve çeşitler arasında gelişme bakımından, oluşturdukları dal ve dalcık sayıları bakımından ve çiçek tomurcuklarını oluşturdukları yerler bakımından farklılıklar bulunmaktadır.

Bu sebeple türler ve çeşitler ayrı ayrı incelenmelidir. Aşağıda gelişme karakterleri birbirinden farklı 4 adet elma çeşidi görülmektedir.

Resim 4 ’de sol taraftaki Imparatore elma çeşidi ölü göz oluşturma ve dalların uç kısımlarında meyve verme eğilimli bir çeşittir. Dal ve dalcık oluşumunu arttırmak için biraz daha sert budama istemektedir. Ayrıca yaz budaması ihmal edilmemelidir.

Resim 4’de sağ tarafta Jonafree elma çeşidi görülmektedir. Bu çeşitte de dallar durgun budama esnasında uzun bırakıldığı takdirde ölü göz oluşturmaktadır. Aynı şekilde dalları kısa bırakmalı, mutlaka dal açıları genişletilmeli ve yaz budaması ihmal edilmemelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 Resim 4. “Imparatore” (solda) ve “Jonafree” (sağda) elma ağaçlarının gelişme karakterleri.      

 

Resim 5’de sol taraftaki Redfree elma çeşidi yayvan gelişmesine rağmen ölü göz oluşturmaktadır.

 

 
   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Resim 5. “Redfree” (solda) ve “S.Early Stripe” (sağda) elma ağaçlarının gelişime karakterleri.

 

Resim 5’de sağ tarafta spur gelişme karakterindeki S.Early Stripe elma çeşidi görülmektedir. Spur çeşitler genel itibariyle ana dallar ve gövde üzerindeki spurlar üzerinde meyve meydana getirirler. Budama esnasında yardımcı dal oluşumu sağlamak için ana dallar üzerinde tepe kesimi yapılmalıdır.

  1. Bir kesim yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar vardır.

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 4. Seyreltme kesimi (solda), Göz üzerinden kesim (sağda)       

 

 

 

Genellikle budamacılar kesim noktalarını doğru olarak tespit etseler bile kesim hataları yapmaktadırlar. Tepe kesimi yaparken dışa bakan bir göz üzerinden ve meyilli bir kesim yapılır. Böyle bir kesimi göze zarar vermeden yapmak önemlidir.

Eğer seyreltme kesimi yapılacaksa, çıkarılacak olan dalın gövde ile birleştiği yerde besin maddelerinin depolandığı şişkinliğin hemen üzerinden kesmek gerekmektedir. Böylece kesim noktasında oluşan yara yeri daha çabuk kapanmaktadır.

k. Kesim noktasında “Tırnak” bırakmamaya özen gösterilmelidir.

Çünkü tırnaklı kesimler kolay kapanmadığı için bu noktadan aşağı doğru kurumalar olmakta ve kapanmayan yara yerleri hastalık ve zararlıların ağaca girişini kolaylaştırmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

  Resim 6. Tırnaklı kesim

 

 

 

  1. Budamanın bir ışık yönetimi olduğu unutulmamalıdır

 

 
   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Budamada en önemli noktalardan birisi de ağacın dengesini bozmamak şartıyla iç kısımlara mümkün olduğu kadar fazla ışık girmesini sağlamaktır.

Bunu sağlamanın yollarından birisi de bodur anaç kullanmaktır. Bodur anaçlar daha küçük bir taç hacmi oluşturduğundan toplam taç hacmi içerisinde gölgelenen alan da daha az olmaktadır.

Örneğin 3 m. büyüklüğünde bir ağaçta gölgelenen alan % 1,6 iken 6,5 m büyüklüğünde bir ağaçta % 24,4 tür. Ağaç şekli de ağacın güneş ışığın faydalanmasını etkilemektedir. Koni şeklindeki ağaçlar güneşten en iyi faydalanma sağlamaktadır.

6. BAZI BUDAMA TEKNİKLERİ

a-Ağacın bir yanında dal oluşmadığı durumlarda.

Böyle bir durumda, dal çevresinin 1/3’ü kadarlık kısmı bir gözün 1 cm. kadar üzerinden  kabuk boyunca odun kısmına kadar halka şeklinde kesilir. Bu uygulama genellikle çentiğin altındaki tomurcuğun sürmesini sağlar (Resim 7). Bu uygulama çiçeklenme başlangıcından 3-4 hafta önce yapılabilir. Kesim işleminin yeterli derinlikte, kabuk tabakası boyunca olmasına dikkat edilmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 Resim 7. Göz üzerinden kabuğun çizilmesi.     

 

 

 

 

Bazı meyve tür ve çeşitlerinde ağaçlar ilk yıllarda terbiye edilirken uygun olan taç yapısını oluşturmak için istenilen dallar teşekkül etmemektedir. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında üreticiler istenilen noktadan dal çıkarmak için bu tekniğe baş vurabilirler.

 

b. Bir sürgünün, çok kuvvetli veya yaşlanmış olduğu veya mekanik etkilerle zararlanmış olduğu için  çıkarılması gerekebilir. Eğer aynı noktadan tekrar bir sürgün çıkması isteniyorsa “Üçgen kesim” tekniği uygulanmalıdır.

İlk yıllarda ağaca verilen şeklin, ağacın tam verim çağında çok önemli olduğundan daha önceki konularda bahsedilmişti. Fakat üreticiler ne kadar dikkat ederlerse etsinler bazen çeşidin gelişme karakterinden kaynaklanan sorunlarla karşılaşabilirler. Bu sorunlardan biri de geniş açılı dalların seçilmesi ve oluşturulması sırasında ortaya çıkar. Örneğin Granny Smith elma çeşidi çok dik gelişen bir çeşittir. İlk 4-5 yıl ağaçlara uygulanan dal açma işlemleri çok önemlidir. Fakat ağaç üzerinde bazı dallar istenilen noktadan çıkmasına rağmen açısı genişletilememekte ve zorlandığında ise kırılmaktadır. Böyle bir durumda Üçgen kesim yapılabilir. Üçgen kesim sonucu hem aynı noktadan tekrar dal çıkışı sağlanır hem de çıkan dal geniş açılı olur. 

 

 

 

 

 

 

 

 Resim 18. Üçgen kesim uygulaması.

 

 

 

 

7. MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER VE DALLAR

 

Budama ile ağaç üzerindeki istenmeyen ve şekil bozukluğu meydana getiren dallar çıkarılmaktadır. Ayrıca ağaç üzerindeki meyve gözleri ve dalları budamanın şiddetini etkilemektedir. Budama yapan bir üreticinin ağaç üzerinde hangi dalın meyve dalı hangi dalın odun dalı olduğunu ayrıca ilkbaharda gelişme periyodu başladığı zaman bir gözden çiçek mi, sürgün mü, yaprak mı çıkacağını bilmesi gerekir. Bu sebeple kısaca gözlerden ve dallardan bahsetmekte fayda vardır.

 

 

 

 

7.1. Elmada Gözler ve Dallar

1.Gözler:

Gözler, etrafı tüy ve pullarla çevrilerek dış etkenlerden korunmuş büyüme noktalarıdır. Meyve ağaçlarında dal, yaprak ve çiçekleri oluştururlar. Yaprak, sürgün ve çiçek gözleri olarak ayrılabilirler.

Yaprak gözleri, basık, üçgen yada hafif kabarık, sivri, oval şekillerde olabilir. Elmada bir yıl önceki sürgünün yaprak koltuklarında oluşur. Sürgün gözleri, büyüme noktalarında olduğu gibi odun dallarının uzun ekseni üzerinde de oluşur. Çiçek gözleri, meyve dallarında bulunur. İri, yuvarlak, kabarık veya oval olabilir. Elmada çiçek ve yaprakları oluşturur.

2. Dallar:   

Yumuşak Çekirdekli Meyve Ağaçlarında Meyve Dalları:

1-Topuz: Boğum araları birbirine çok yakın olan meyve dalıdır. Boyları 1-2 mm. den 8 cm. e kadar değişebilir.Genellikle odun gözleriyle son bulur. İlk oluştukları yıl içerisinde topuzların üzerinde rozet şeklinde 2-5 adet küçük yaprak vardır. Çeşit özelliğine ve bakım beslemeye bağlı olarak 1-10 yılda meyve gözüne döner.

2-Lamburt: Topuzların uçlarındaki odun gözünün meyve gözüne dönüşmesiyle oluşur. 2-3 ya da daha yaşlı dallar üzerinde bulunur.

3-Kese: Yedek besin maddelerinin depo edildikleri dallardır. Topuzların uç kısımlarında oluşur. Üzerinde topuz, lamburt ve kargılar bulunabilir. Meyveler, keseler büyükse büyük, küçükse küçük olur.

4-Kargı:  5-20 cm. uzunluğundaki meyve dallarıdır. Üzerinde meyve gözü bulunanlar taçlı kargıdır. Kargıların ucunda bazen odun gözlerine bazen de bazı armutlarda dikenlere rastlanabilir. Bunların meyve gözüne dönüşmesi 1-10 yılda olur. Kargıların üzerindeki odun gözleri de zamanla topuz ve lamburtlara dönüşebilir.

5-Dalcık: Kargı ile odun dalı arasında bir meyve dalıdır, meyve gözü ile sonuçlanır. Budamada zorunluluk olmadıkça dokunulmamalıdır. Meyve ağaçlarının ilk yıllarında taç yapısını oluşturmak için dalcıkların ucundaki meyve gözleri alınmalıdır.

 

       
   
     
 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

          Resim 9. Topuzlar üzerinde çiçeklerin oluşumu.

 

               

         Resim 10. Dalcık üzerinde çiçek oluşumu.

 

6-Çıtanak: Topuz, lamburt, kese ve kargıların bir arada olmasıyla oluşur. Daha çok yaşlı ağaçlarda görülür. Ağaçta fazla miktarda bulunması ağacın yaşlanmasına işarettir. Gençleştirme budaması sırasında bunların bir kısmı çıkarılmalıdır.

 

 
   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Resim 11. M9 üzerine aşılı 9 yaşındaki Starking Delicious elma     çeşidinde meyve gözlerinin görünümü.

 

7.2.Şeftali’de Gözler ve Dallar:

1-Dallar:

a-     Obur dallar: Ağacın yaşlı kısımlarından çıkan, kuvvetli büyüyen, boğum araları uzun, gevşek dokulu çiçek gözü yapmayan dallardır. Budama sırasında çıkarılmalıdır.

b-     Odun dalları: Ağacın iskeletini kuran dallardır. Boğum araları uzun olmakla birlikte obur dallardaki kadar uzun değildir. Üzerlerinde odun gözleri vardır.

c-     İyi Meyve Dalları: Bu dallarda dal boyunca değişik aralıklarla üçer göz vardır. Bu gözlerden ortadaki ince ve sivri olanı odun gözüdür. Diğer iki göz ise çiçek gözüdür. Bu gözler uyandığı zaman her bir göz grubunda hem çiçek hemde sürgün oluşur. Vegetatif ve generatif faaliyet bu dallarda dengeli olduğu için iyi meyve dalı denir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

d- Kötü Meyve Dalları: Bu dallarda dal boyunca ve değişik aralıklarla birer çiçek gözü vardır. Yalnız tepedeki göz odun gözüdür. Beslenme şartlarının kötü olması nedeniyle bu dallar az meyve verir, meyvenin kalitesi de iyi olmaz.

e-     Karışık Meyve Dalları: İyi meyve dalları ile kötü meyve dalları arasındadır. Böyle dallarda üçlü gözler tek tek odun ve meyve gözleri şeklinde yer almaktadır.

f-      Buket Dalları:Şeftalide bu tip dallara çok rastlanmaz. Daha çok tacın uygun olmayan yerlerinde teşekkül eder.

 

2-Gözler:

a-      Odun Gözleri: Meyve gözlerine göre daha ince ve küçüktür. Üzerleri bol tüylüdür. Açıldıklarında bunlardan sürgün veya yapraklar meydana gelir.

b-      Meyve Gözleri: İri, uzunca, yuvarlak, dolgun gözlerdir. Üzerleri sık tüylüdür. Genellikle her gözde bir çiçek bulunur. Yaprak yeri bulunmaz. Meyve gözleri tek tek veya bir kaçı bir arada bulunur. Meyve gözleri odun gözlerine göre daha erken sürer.

7.3. Kiraz ve Vişne’de Gözler ve Dallar:

1.Dallar:

Kirazda dallar düzgün ve boğum araları uzundur. Dalcıkların dip tarafında çiçek, uca doğru yaprak gözleri bulunur. Buketler çoğunlukla ikinci yıl teşekkül eder. Sürgün ucu bir odun gözü ile biter.

Vişnelerde dalcıklar genellikle kirazlara göre daha ince ve yay gibi olup sarkıktır. Üzerlerinde çiçek vardır ve uçlarında sürgün gözü bulunur. Kirazlara göre daha çok buket dalları meydana gelir ve buketler genelde ikinci yıl teşekkül eder. Daha yaşlı dallar üzerinde de buket dalları meydana gelir. Çok dalcık teşekkül ettiği için ağacın tacı çalımsı görünür.

2.Gözler:

a-     Odun Gözleri: Meyve gözlerine göre daha ince ve küçüktür. Sürgün ucunda veya dalcığın uca yakın kısmında meydana gelir.

b-     Meyve Gözleri: Odun gözlerine göre daha iri ve dolguncadır. Dalcıklarda yan gözler halinde bulunur. Buket dallarında ise ortada bir sürgün gözü bunun etrafında meyve gözleri sıralanır. 

 

            Resim 13. iki yaşlı kiraz dalı üzerindeki meyve gözleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

8. BUDAMA YARALARINA YAPILACAK İŞLEMLER

Budama işlemlerinin büyük bir kısmını, özellikle de kış budamalarını, kesimler oluşturmaktadır. Kesim noktasında oluşturulan yaranın iyileşmesini ağacın kuvveti, bakım ve besleme şartları, kesilen dalın kalınlığı gibi bir çok faktör etkiler.

Kuvvetli gelişen ağaçlar zayıf gelişenlere göre yarayı daha çabuk kapatırlar. Yaralara, macun veya diğer dezenfektanlardan biri ile muamele edilmelidir. İyi kesilmiş ve çabuk kapanan 5 cm. den küçük yaralara macun sürmek gerekmeyebilir.

Yaralara sürülecek macun şöyle hazırlanır; 200 g. iç yağı eritilir. Daha sonra 200 g. balmumu, 200 g. reçine ve 100 g. zift katılır. Hazırlanan eriyik ateşten indirilir. 45 oC’ye gelince kadar içine yavaş yavaş alkol karıştırılır. Kabarma başlayınca  alkol karıştırma işlemine son verilir. Hazırlanan macun soğumadan kavanozlara doldurulur. Gerektiğinde kullanıma hazırdır.

9. BUDAMA ARTIKLARINA YAPILACAK İŞLEMLER

Budama artıkları, hastalık ve zararlılar için uygun kışlama yerleri olduğundan gelecek senenin enfeksiyon kaynağını oluşturmaktadır. Bahçedeki budama artıklarının ve yaprakların toplanıp yakılması gelecek senenin hastalık ve zararlı yönünden enfeksiyon kaynağının azalmasına neden olacaktır. Örneğin, elma yetiştiriciliği için önemli bir zararlı olan elma iç kurdu olgun larvaları, yazıcı böcekler, kırmızı örümcek erginleri vs. kışı, budama artıkları, dökülen yaprakların alt kısımları vb. ortamlarda geçirirler.  

10. TERBİYE SİSTEMLERİ

Ülkemizde meyve yetiştiriciliği son yıllara kadar tamamen klasik usuller dediğimiz yöntemlerle yapılmakta idi. Özellikle son yıllarda meyvecilik alanında kaydedilen ilerlemeler babadan kalma yöntemlerle üretim yapmanın çok karlı olmadığını, sadece aile ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı kaldığını gözler önüne sermiştir. Üreticilerin yıldan yıla artan modern meyve bahçesi kurma istek ve hevesleri Ülkemizde meyvecilik alanında bir dönüm noktasına yaklaşıldığının göstergesidir.  Özellikle son yıllarda kullanımı artan tam bodur anaçlar sayesinde ise yoğun meyvecilik kavramı oluşmuş, meyve yetiştiriciliğinin amaçlarına ulaşma yolunda önemli  mesafe kat edilmiştir. 

Bilindiği gibi meyve yetiştiriciliğinde amaç;

-          Her yıl ve düzenli ürün elde etmek,

-          Dikimin ilk yıllarında verime yatmalarını sağlamak,

-          Birim alandan daha fazla ürün elde etmek,

-          Budama ve meyve seyreltmesi gibi kültürel işlemlerin daha kolay ve ekonomik yapılabilmesini sağlamak,

-          Hastalık ve zararlılarla kolay, ucuz ve daha etkin bir şekilde mücadele etmek,

-          İnsan gücü ve üretim giderlerinin azaltılıp kaliteli, bir örnek ürün elde ederek pazarlanan meyve oranını arttırmaktır.

Bu amaçlara ulaşmak için uygun bir bahçe tesisi yanında modern meyveciliğin gerektirdiği kültürel işlemlerin tamamını uygulamak gereklidir. Bu gereklerden biri de hiç şüphe yok ki budama ve terbiye işlemleridir. İlk yıllarda ağaca uygun terbiye sisteminin seçilmesi ve uygulanması, ilerleyen yıllarda da optimum verimi almak için periyodik olarak yapılan verim budamaları ağaç için hayati öneme sahiptir.

Bu başlık altında meyve tür ve çeşitlerine göre değişen 3 farklı terbiye sistemi ayrıntılı olarak incelenecektir.   

10.1. Merkezi Lider Terbiye Sistemi

Merkezi lider terbiye sistemi destek sistemi kullanılmadan serbest olarak ayakta durabilen elma ağaçlarında (MM 106, MM 111, M 109 ve çöğür anaçlı) ve kiraz ağaçlarında çok rahatlıkla uygulanabilen bir terbiye sistemidir.

Avrupa grubu erikler  (Stanley, President, Angeleno gibi) daha çok dik ve dik yayvan geliştiklerinden bunlara da merkezi lider terbiye sistemi uygulanmaktadır.

Ayrıca çok önemli olan konulardan biri de kiraz ağaçlarında budamadır. Kiraz, yıllardır budanmadan yetiştiriciliği yapılan bir meyve türü olarak bilinmeydi. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalar, kiraz ağaçlarının budanmasında herhangi bir sakınca olmadığını, yıldan yıla yapılan ılımlı budamalara çok iyi tepki verdiğini ve ilk yıllardaki terbiye işlemlerinin meyve verim ve kalitesini arttırdığını göstermiştir. 

10.1.1. Verilebilecek Sıra Arası ve Sıra Üzeri Mesafeler

Dikim mesafeleri anacın kuvvetine, üzerine aşılı olan çeşidin kuvvetine, toprak yapısına, ilaçlamada ve toprak işlemede kullanılan aletin iş genişliğine vb. göre değişmektedir. Düzenli olarak ağaçlara budama yapılması ve uygulanan terbiye sistemi dikim mesafesinin belirlenmesinde direk etkili olmaktadır. Bu sebeple yetiştiricilere bir fikir vermesi açısından bazı meyve türlerinde uygulanabilecek dikim mesafeleri verilmiştir.

 

Tablo 1. Bazı anaçların önerilen dikim aralık ve mesafeleri

 

Meyve Türü

Anaç

Çeşit

Sıra Arası X Sıra Üzeri Mesafe

Elma

MM 106

Golden Delicious

4 x 3

Elma

MM 111

Golden Delicious

5 x 4

Elma

Çöğür

Golden Delicious

7 x 7

Kiraz

Kuş Kirazı

0900 Ziraat

 

Kiraz

İdris

0900 Ziraat

 

Erik

 

 

 

Erik

 

 

 

 

10.1.2. Fidanların Dikimi ve İlk Gelişme Yılı

 

      Şekil 6. Dikim budaması     

 

         Dikim, sonbaharda ağaçların yaprak dökümünden    ilkbaharda gözler uyanıncaya kadar olan sürede yapılabilir. Dikilecek olan fidanların sağlıklı, ortalama olarak 1,5 cm. çapında ve 1-1,5 m. uzunluğunda olmasına dikkat edilmelidir. Aşırı kalın fidanların iyi fidan olduğu görüşü çok yanlış bir görüştür.

Meyve bahçesinde dikilecek fidan dallı veya kamçı şeklinde dalsız olabilir. Dikim sistemine göre açılan çukurlara, aşı noktası toprak yüzeyinin 5-10 cm yukarısında olacak şekilde fidanlar dikilir. Eğer fidan kamçı şeklinde dalsız fidan ise dikimden sonra 75 cm. den tepesi vurulur.

Dikimi takip eden ilkbahar gelişme periyodunda kesim noktasının altındaki gözler sürmeye başlayacaktır. Bu devrede ağaçların şekillendirilmesine başlanılır. 

Haziran ayının başı-ortasından itibaren sürgünler yaklaşık 7,5-10 cm olunca yaz budaması yapılabilir. İlk iş olarak dik büyüyen fidanın en üstündeki sürgün lider olarak seçilir.

Özellikle dar açıyla çıkan dallar dal açıcılarla (kürdan, mandal, kamış vs.) genişletilmelidir. Dalsız bir fidan dikildiğinde yaz aylarında oluşan sürgünlerden 3-6 adet ana dal seçilir, tercihen 5 adet olmalıdır. Seçilen ana dalların gövde üzerinde eşit açı ve mesafelerle dağıtılması, ilerleyen yıllarda birbirini gölgelememesi açısından önemlidir. Gövde üzerinde ana dallar arasında yaklaşık olarak 7,5-20 cm. lik bir mesafe bulunmalıdır.  Seçilen dallar dışındaki yan sürgünler ve liderle rekabet eden dallar dipten çıkartılır. Özellikle lider olarak seçilen en üstteki dalın altındaki 1-2 sürgün çok kuvvetli ve dik büyümektedir. Bu dallara dokunulmadan bırakılırsa lider ile aynı kuvvette gelişeceklerinden ilerleyen yıllarda problem çıkarırlar. Bu sebeple mümkünse bu sürgünler ıslah edilmeli (açısı genişletilerek), mümkün değilse dipten çıkarılmalıdır. Böylece birinci kat oluşturulmuş olur. En alt dal ile toprak yüzeyi mesafesi arası en az 45 cm olmalıdır.